İsmail KÖKBULUT
Yeminli Mali Müşavir - Bağımsız Denetçi
Tel : (0-312) 426 16 16 PbxE-mail : ismail@kokbulut.com
NAKİT SERMAYE ARTIŞI AVANTAJLI MI? ÖRNEK ÇALIŞMA
Şirketlerin sermaye yetersizlikleri sermaye artırımları ile giderilebileceği gibi ortakların borç vermesi şeklinde de karşılanabilmekte. Borç veren yani alacaklı olan gerçek şahıs için çoğu zaman bu borçlanmadan dolayı faiz vs. gibi bir finansman yükü hesaplanmamakta. Bu borçlanma şirketin nakit döngüsünü düzeltinceye kadar sürmekte. Bazen şirket ortakları şirketlerin geleceğine ilişkin endişeleri veya şahsi servetlerini nakit olarak tutma gayesiyle sermaye artışını tercih etmemekte. Bu nedenle bir çok şirketin sermaye yapısı güçlenememekte ve sermaye artışlarının önemli bir kısmı iç kaynaklardan yapılmakta. İç kaynaklar şirketin geçmiş yıl net kazançlarından oluşmaktadır. Sermaye artışlarının genelde iç kaynaklardan karşılanmış olması özünde şirkete nakit bir giriş sağlamamakta zaten şirket bünyesinde özkaynaklar içerisinde yer alan tutarların nominal sermayeye dönüştürülmesi şeklinde olmaktadır.
Vergi düzenlemelerinin tek amacı vergi geliri elde etmek değildir.
Bir çok vergi düzenlemesinin şirketlerin yatırımlara, ihracata, istihdama, kazancın şirkette tutulmasına ve bunlara benzer amaçlarla getirildiği söylenebilir. Hatta şirketlerin mevcut özkaynakları içerisinde yer alan geçmiş yıl kazançlarını şirkette muhafaza etmeleri için dağıtımı halinde ilgili ayda % 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte.
Burada temel amaç hem menkul sermaye gelirinin vergilendirilmesi hem de kaynağında yani şirkette kazancın dağıtılmasına ilave vergi yükü getirmek suretiyle karın şirkette kalmasını teşvik ederek şirketlerin özkaynaklarının güçlenmesini sağlamak. Yine buna benzer bir uygulama şirketlerin sermaye yapılarını güçlendirmeye yönelik olan nakit sermeye artışlarında hesaplanacak olan ilave gider uygulaması.
Sermaye şirketleri (finans, bankacılık ve sigorta şirketleri ile KİT’ ler hariç olmak üzere) nakit olarak kuruluş aşamasında veya sermaye artırımlarında karşılanan kısımları üzerinden Merkez Bankası tarafından kredilere uygulanan faiz oranın % 50’si gider olarak kurum kazancından indirim konusu yapılabiliyor.
Kurumlar vergisi mükelleflerinden sadece sermaye şirketlerine getirilen bu avantajdan limited ve anonim şirketler faydalanabiliyor. İndirimden faydalanmanın temel esasları şöyle;
– Sadece sermaye şirketleri yararlanabiliyor.
– İndirim hakkından sadece nakdi sermaye artışı yapıldığında yararlanılabiliyor.
– Ortaklar tarafından nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırıldığına dair ilgili banka şubesi tarafından onaylanmış banka hesap özeti gerekiyor.
– Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları nakdi artış olarak kabul edilmiyor.
– Ortaklar veya ortaklarla ilişkili olan kişiler, iştiraklerinde sermaye artışı yapılırken, yatıracakları sermaye paylarını öz kaynaklarından karşılamaları gerekiyor. Nakit olarak yatırılan sermaye payını, kredi kullanarak veya borç alarak temin etmişlerse, sermayesi artan kurum indirim imkanından yararlanamıyor.
– Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” olarak tanımlanıyor. Bulunan tutarın yüzde 50’si beyannamede indirim olarak dikkate alınabilecek yıllık tutarı veriyor.
– İndirim, geçici vergi dönemlerinden sadece dördüncü vergilendirme döneminde dikkate alınabiliyor.
– Şirketin zararda olması ya da yeteri kadar kârı bulunmaması durumunda hesaplanan indirim tutarı, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın gelecek yıllara devrediyor.
– İndirimden sadece nakdi sermaye artışının gerçekleştirildiği yıl yararlanılmıyor, takip eden yıllarda da, şirket devam ettiği sürece (sermaye azaltımı olmaması şartıyla) bu indirim hakkı devam ediyor.
– Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.
Ticaret Kanunun zorunlu kıldığı sermaye şirketlerinin kuruluş sermayeleri ile sermaye artırımlarını zorunlu kılan sebepler dışında sermaye artırımı zorunlu değil. Şirket ortağı olan gerçek kişiler şahsi nakit değerlerini istediği gibi değerlendirebilirler.
Şirketi ortağı olan Bay (A) elinde bulunan nakit 1 milyon TL’nin bankada vadeli mevduatta değerlendirilmesi ile bu tutarın ortağı bulunduğu şirketine nakit sermaye olarak koyması ve bu defa şirket tarafından 1 milyon TL’nin aynı şekilde bankada vadeli olarak değerlendirilmesi halinde şirketin vergisel avantajlı olup olmayacağını inceleyelim.
Bankada vadeli hesapta değerlendirilen Bay (A)’ya ait 1 milyon TL mevduatın vadelerine göre yıllık getirisi ve vergi yükleri aşağıdaki gibidir;
Mevduat (TL) Faiz geliri (TL) Faiz geliri (TL) Vergi Tevkifat Oranı Vergi maliyeti (TL) Vergi sonrası kalan faiz (TL) 1.000.000 1 yıldan fazla 240.000 %10 24.000 216.000 1.000.000 6-12 ay 240.000 %12 28.800 211.200 1.000.000 6 aydan az 240.000 %15 36.000 204.000
Sermaye olarak konulan 1 milyon TL şirkette iken;
Şirket ortağı olan Bay (A) tarafından nakit 1 milyon TL’nin şahıs olarak bankada mevduat olarak değerlendirmeyip, aynı tutarı ortağı olduğu (A) A.Ş.’ne sermaye olarak koyması ve (A) A.Ş.’nin bu tutarı mevduatta değerlendirilmesi halinde yıllık elde edilecek olan faiz gelirinin tamamı (eğer şirket zararda veya diğer indirim veya istisnalar yok ise) kurumlar vergisine tabi olacak. Bu durumda 240.000.-TL faiz gelirinin (2018, 2019, 2020 yılları için %22) kurumlar vergisine tabi olması gerekir. Çünkü şirket bünyesinde elde edilen kazançların tamamı kurum kazancı olmakta ve gelir türleri fark etmeksizin tamamı aynı oranda kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
(A) A.Ş.’ce bankada değerlendirilen 1 milyon TL mevduattan elde etmiş olduğu 240.000.-TL faiz geliri nedeniyle (240.000 x % 22=) 52.800.-TL kurumlar vergisi maliyeti ortaya çıkmakta. Böylece vergi sonrası kalan faiz geliri (240.000 – 52.800=) 187.200.- TL olmaktadır.
Yukarıdaki hesaplamalara göre; brüt faiz geliri aynı olmakla birlikte farklı vergi oranlarının olması nedeniyle nakit tutarın şahsi olarak değerlendirilmesi daha yerinde görülmekte. Ayrıca şirket kazançları içerinde yer alan faiz gelirinin şirket tarafından ortaklara yani Bay (A)’ya dağıtılması halinde menkul sermaye iradı olarak ilk etapta % 15 oranından gelir vergisine tabi olacağını da unutmamak gerekir.
Nakit sermaye artırımında faiz indirimi teşviki uygulanması halinde;
Şirket ortağı olan Bay (A) 1 milyon TL nakit tutarını ortağı bulunduğu (A) A.Ş.’ ye sermaye olarak koyması ve bu tutarın yine şirket tarafından bankada mevduat olarak değerlendirilmesi sonrasında nakdi sermaye artışından dolayı faiz indirimi teşvikinden faydalanılması halinde vergisel olarak bir avantaj olur mu?
(A) A.Ş.’ce elde edilen kurumlar vergisi sonrası kalan faiz geliri (240.000 – 52.800=) 187.200.- TL olmaktadır. (A) A.Ş. ne sermaye artırımı ile nakit aktarılan 1 milyon TL üzerinden hesaplanması gereken faiz indirim avantajından faydalanma imkanı ortaya çıkmakta.
2018 yılı için geçerli nakdi faiz indirimi oranı Merkez Bankası’nın internet sitesinde 21.12.2018 tarihinde belirlenen %27,04 olup 2018 yılı sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’sinin, 2018 yılı kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesi mümkün.
2018 yılı kazançlarında indirim konusu yapılabilecek olan nakdi sermaye artırım faiz indirimi oranı (% 27,04 x % 50=) % 13,52 olacaktır. Bu durumda 2018 yılında 1 milyon TL şirketin nakdi sermaye artırımı nedeniyle hak kazandığı indirim tutarı (1.000.000 x % 13,52=) 135.200.-TL olacaktır.
(A) A.Ş’nin 2018 yılı kazancının ortaya çıkması halinde 135.200.-TL’lik bir gider oluşması nedeniyle (135.200 x % 22=) 29.744.-TL daha az kurumlar vergisi ödenecektir.
Şirket tarafından elde edilecek brüt 240.000.-TL lik faiz gelirinden vergi maliyeti olan 52.800.- TL ile nakit sermaye artışı nedeniyle hak kazanılacak indirim tutarı olan 29.744.-TL’ nin birlikte değerlendirilmesi neticesinde şirketin net faiz geliri aşağıdaki gibi oluşacaktır.
– Brüt faiz geliri 240.000.- – % 22 Kurumlar vergisi maliyeti – 52.800.- – Nakit sermaye artırım faiz gider indirim vergi avantajı + 29.744.- – Vergi maliyeti ile nakit faiz gider indirim avantajı sonrası net faiz geliri 216.944.-
Değerlendirme
Örneğimizde yer alan şirket ortağı Bay (A)’nın 1 milyon TL nakit değerini bankada şahsi olarak mevduat faiz geliri şeklinde değerlendirmesi halinde vadesine göre vergi sonrası net faiz gelirleri,
0-6 ay için 204.000.-TL,
6-12 ay için 211.000.-TL,
1 yıldan fazla için 216.000.-TL olarak oluşacakken,
Şirket ortağı olan Bay (A) 1 milyon TL nakit tutarını ortağı bulunduğu (A) A.Ş.’ ye sermaye olarak koyması ve bu tutarın yine şirket tarafından bankada mevduat olarak değerlendirilerek nakdi sermaye artışından dolayı faiz indirimi teşvikinden faydalanılması sonrasında (240.000 – 52.800 + 29.744 =) 216.944.- TL net faiz geliri elde edilmektedir.
Bu net faiz geliri her halükârda Bay (A) tarafından 2018 yılında şahsi olarak elde edeceği vergi sonrası net faiz gelirlerinden yüksektir.